Günümüzde konu, köpek ırkları ve bu ırkların davranışlarına gelince, “sosyal” olarak nitelendirilen Golden Retriver, Labrador Retriver gibi ırklardan, yine “agresif” olarak nitelendirilen Pittbull Terrierlere kadar klişelerin sonu gelmez. Fakat yapılan araştırmalar, bu tür özelliklerin ırksal bir genelleme ile düşünülenden çok daha az etkisi olduğunu göz önüne sunuyor.
Modern köpek ırkları İngiltere’de 1800lü yılların 2. Çeyreğinde ortaya çıkmaya başladı. Ancak o dönemki yapıları bugünden çok daha farklıydı. Mesela günümüzde Danualar çok büyük, Chihuahualar ise çok küçüktür. Yine de o dönemlerde de ırkların davranışlarının tahmin edilebileceği düşünülmüştür.
Ancak modern çağda yapılan araştırmalar, durumun böyle olduğuna dair geçerli kanıtlar olmadığını ortaya koyuyor.
Amerika yapılan onlarca araştırmadan birinde, her bir cins içinde dahi çok farklı davranışlar belirdiği, dolayısıyla bir ırka sahip olduğunuzda, ondan beklentinize uymayan davranışlar sergilemesinin de çok yüksek olduğu belirtilmiştir.
Bir diğer araştırmada yarısı safkan yarısı melez olan 20bine yakın köpeğin fiziksel özellikle ve davranışları ile ilgili yapılan anket sonuçlarının ve genetik verilerinin ne şekilde analiz edildiği açıklanmaktadır. Bu analizlere göre safkan köpeklerin davranışsal varyasyonu, ilgili ırkın sadece %9 özelliğini taşıdığı görülmektedir.
Hiçbir davranış bir tek cinse özgü olmasa da ve bir genelleme yapılmak durumunda kalınırsa, uluma davranışı tazılar arasında yaygınken, Beagle, Retriver cinsleri, Pitbull Terrier gibi ırklar daha insan sosyali ve yabancılara karşı daha toleranslıdır. Aynı zamanda atasal özelliklere dayalı farklılıklar da mevcuttur. Örneğin, gütme ırkları, diğer özelliklerinin yanında daha yumuşak başlı ve itaatkardırlar. Fakat yine de bireyler arasında yüksek oranda değişkenlikler de görülmekte olup, bu durumda bir köpeğin davranışlarını ırkına göre tahmin etmenin güçlüğü ortaya çıkmaktadır.
Yine farklı bir çalışmaya göre, Labrador ırkının soyu, su ile yakın ilişkisi olan soyla ilişkilendirilmiş, ancak insanla sosyallik ile ilgili bir bağ kurulamamıştır. Çalışmayı yürüten ekibe göre, Labrador Retriver soyu eğer daha insan sosyali ise, daha fazla Labrador soyunun birleştiği melezlerin daha da insan sosyali olması gerekir tezi ortaya atılmıştır. Ancak ekibin bağlantılı diğer analizinde, insan sosyalliği yüksek oranda kalıtsal olmakla birlikte, bu durumun belirli ırklarda daha yaygın olmadığı da görülmüştür. Bu nedenle de, ırklar arasındaki farklılıklar, çevresel etkilere ve özellikle sahiplerin algılarına bağlı olabilir denmiştir.
Diğer taraftan, bir köpeğin bir tetikleyici tarafından ne kadar kolay kışkırtıldığı başta olmak üzere, tüm davranışların kalıtsal olduğuna dair herhangi bir bulguya da rastlanmadı. Yani köpeğin agresifliğinin genetikle ilgili olabileceği tezi de yok denilebilecek kadar az bir bulgu.
Tüm bu araştırmaların sonunda anlaşılıyor ki, köpek sahipleri için de etkileri olan sonuçlar ortaya konmakta. Kısacası, köpek ırklarının davranışları ve karakterleri ile ilgili söylenenlere ve hikayelere aldırış etmeden, sadece önünüzdeki köpeğe odaklanmalısınız. Böylece birbirinizi yakından ve doğru verilerle tanıma şansınız olacaktır.