Kedi ve Köpeklerde Kemik Tümörü
Kemik kırıklarına sıklıkla araç kazaları, ateşli silahlar, kavgalar veya düşmeler neden olur. Kırıklar açık veya kapalı olabilir. Basit, parçalı, eğik, enine veya spiral gibi kırığın özellikleri travmanın oluş şekline (bükülme, sıkıştırma, çekme ve döndürme) göre değişiklik gösterir. Klinik belirtiler topallık, ağrı ve kırık bölgesinde şişmedir. Radyografi ile kırık kolay tespit edilir. Peki, topallıklar her zaman kırık çıkık yada kas problemlerinden midir? Hayır. Özellikle köpeklerde sık rastlana kemik tümörleri en az kırık ve çıkıklar kadar önem arz etmektedir. Bu yazımızda kedi ve köpeklerde kemik tümörü yani osteosarkom adı verilen topallıklara sebep olan hayati bir problemi sizlerle paylaşacağız.
Kemik tümörleri, apendiküler (uzuvlar) veya eksenel (omurga, kaburgalar, pelvis, kürek kemiği ve kafatası gibi) uzuvlar haricindeki kemiklerde gelişebilmektedir. Bu tümörler birincil (yani, doğrudan kemikte ortaya çıkar) veya ikincil ( yani, kemik iliğinin multipl miyelomu gibi bitişik bir bölgeden yayılmış veya idrar kesesinin geçiş hücreli karsinomu gibi uzak bir bölgeden metastaz) olarak sınıflandırılır.
Evcil hayvanlarda bulunan en yaygın dört kemik tümörü osteosarkom, kondrosarkom, fibrosarkom ve hemanjiyosarkomdur. Primer kemik tümörler, özellikle osteosarkom, bilinen veya belirgin bir neden olmadan kendiliğinden ortaya çıkar. Scottish Deerhounds, genetik olarak osteosarkom geliştirmeye yatkındır ve bu tümör, diğer büyük cins köpeklerde, özellikle Rottweiler'da da sıklıkla görülür. En çok yaşlı köpeklerde kemik tümörleri görülse de, genç köpeklerde de ortaya çıkmaktadır.
Kemik Kanseri Belirtileri
Kemik tümörü belirtileri Primer kemik tümörü belitileri ve sekonder kemik tümörü belirtileri olarak ikiye ayrılmaktadır.
Kedi ve köpeklerde iskeletin primer kemik tümörleri ile ilişkili klinik belirtileri, tümörün geliştiği kemiğe bağlıdır. Çoğu durumda, özellikle kafatası, çene ve kaburgalarda bir şişlik veya kitle, tümörün ilk belirtisidir. Eğer tümör çene kemiğinde oluşmuşsa yemek yeme zorluğu, Kafatası veya omur tümörleri ise, nörolojik belirtiler (örneğin, nöbetler veya titrek yürüyüş), kaburga tümörleri ise, solunum güçlükleri veya topallık gibi semptomlar şekillenir.
Sekonder kemik tümörleri ile ilişkili klinik belirtiler, etkilenen kemiğe bağlıdır. Bununla birlikte, birincil kemik tümörlerini ikincil kemik tümörlerinden ayırt etmek, birincil tümör klinik belirtilere neden olmadıkça (örneğin, mesane veya prostat tümörleri olan köpeklerde idrar güçlükleri) zor olabilir.
Kemik Tümörü Teşhisi
Şüpheli bir tümörün tanısal değerlendirmesine “evreleme” denir. Birinci basamak veteriner hekiminiz, bazen onkoloji veya cerrahi uzmanlarının yardımıyla, kemikte hangi tümör tipinin bulunduğunu, bir tümörün vücutta nereye yayılmış olabileceğini belirlemek ve genel sağlık durumunu değerlendirmek için aşağıdaki teşhis testlerini yapabilir.
Fiziksel ve ortopedik muayene: Genel sağlık durumunu değerlendirmek ve eşlik eden diğer sorunları belirlemek için fizik muayene gereklidir. Etkilenen kemiği belirlemek için ortopedik muayene önemlidir. Diğer topallık nedenlerini (özellikle kraniyal çapraz bağ kopması, kalça displazisi ve nörolojik hastalık) ekarte edilmelidir.
Kan testleri (tam kan sayımı ve serum biyokimyası): Primer kemik tümörü olan birçok kedi ve köpek daha yaşlı olduğundan ve bir tedavi planı geliştirirken dikkate alınması gereken başka sorunları olabileceğinden, genel sağlık durumunu değerlendirmek için kan testleri önerilir.
Kemiğin radyografileri: Göğüs radyografileri veya bilgisayarlı tomografi (BT) taramaları
İnce iğne aspirasyonu veya kemik biyopsisi: Evcil hayvanınız için en iyi tedavi planını belirlemek için biyopsi (şüpheli tümörün kendisinden numune alınması) önemlidir, çünkü farklı tümör türleri farklı tedavilere farklı yanıt verir. Tümör tipinin (ör. osteosarkom ve kondrosarkom) değerlendirilmesi için bir veteriner patoloji laboratuvarına gönderilmelidir.
Kemik Kanseri Tedavisi
Kedi ve köpeklerde uzuvların primer kemik tümörlerinin tedavisi palyatif ve tedavi amaçlı olmak üzere ikiye ayrılır. Palyatif tedavi, ağrı kontrolü sağlamayı ve yaşam kalitesini iyileştirmeyi amaçlar, ancak yaşamı uzatmak zorunda değildir. Tersine, küratif tedavinin amacı, lokal tümörü kontrol altında tutarken iyi bir yaşam kalitesi sağlamak ve tümörü iyileştirmek ve metastaz riskini en aza indirmektir. Bununla birlikte, bacaklarda osteosarkoma sahip köpeklerde vakaların %25'inden daha azında iyileşme sağlandığı vurgulanmalıdır.
Palyatif Kanser Tedavisi
Palyatif tedavi seçenekleri arasında ağrı kesici ilaçlar, bisfosfonat tedavisi, radyasyon tedavisi ve cerrahi yer alır. Birçok ilacın ağrı kesici özelliği vardır ancak bu ilaçların sağladığı analjezi derecesi değişkenlik gösterebilir. Tümör ilerledikçe daha güçlü analjezik ilaçlar veya ilaç kombinasyonları gerekebilmesine rağmen, steroidal olmayan anti-enflamatuar ilaçlar genellikle başlangıçta etkilidir. Radyasyon tedavisi, ağrı ve iltihaplanmayı azaltmak için kullanılabilir ve ağrı kesici ilaçlar ve kemoterapi ilaçları ile kombinasyon halinde kullanılabilir. Kemik tümörü, çeşitli protokoller kullanılarak ışınlanır; en yaygın olanı, 3 ila 4 hafta boyunca haftada bir kez veya ayda bir kez radyasyondur. Bisfosfonat tedavisi, kemik degradasyonunun durdurulmasını (osteoklastik aktivite) indüklemek için kullanılır, kemik ağrısını hafifletebilir ve osteosarkomla ilişkili patolojik kemik dönüşümünü azaltabilir. Son olarak, kemik tümörü çok ağrılı veya kırıksa, etkilenen uzuv kesilebilir. Ancak şunu belirtmek gerekir ki Kemoterapisiz uzuv amputasyonu palyatiftir ve hayatta kalma süresini uzatmaz.
Küratif Kanser Tedavisi
Uzuvlarında osteosarkoma sahip köpekler için küratif amaçlı tedavi ilk akla gelendir. Lokal kemik tümörünü tedavi etmeyi ve metastatik hastalık riskini en aza indirmeyi amaçlar. Lokal kemik tümörünün tedavisi için ekstremite (bacakların) amputasyonu önerilir. Bir tümör kalça veya pelvisi içeriyorsa, pelvisin bir kısmı da çıkarılabilir. Köpeklerin büyük çoğunluğu, diğer eklemlerde artritik, aşırı kilolu veya büyük bir köpek ırkı olsa bile, uzuv amputasyonundan sonra çok iyi uyum sağlayacaktır. Herhangi bir birincil kemik tümörü türü olan kediler ve osteosarkom veya hemanjiyosarkom dışında birincil kemik tümörü olan köpekler için uzuv amputasyonu veya uzuv koruyucu cerrahi tek gerekli tedavidir.
Omurga, kaburgalar, pelvis, kürek kemiği ve kafatası kemik tümörlerinin ana tedavisi cerrahidir. Kafatası tümörleri için kraniektomi, vertebral tümörler için parsiyel vertebrektomi, kaburga tümörleri için göğüs duvarı rezeksiyonu ve rekonstrüksiyonu. Skapular tümörler için subtotal veya total skapulektomi (omuz bıçağının bir kısmının veya tamamının çıkarılması) yapılabilir. Hemipelvektomi (ampütasyonla birlikte pelvisin bir kısmının çıkarılması) birçok pelvik tümör için endikedir.
Köpek ve Kedilerde Kemoterapi ile Tümör Tedavisi
Kemoterapinin amacı, yaşam kalitesini korurken tümörü öldürmektir. Evcil hayvanların çoğunda (%85'ten fazlası) kemoterapi protokollerinde hiç veya çok az sorunla karşılaşılır. Bununla birlikte, köpeklerin %5 ila %15'i, kemik iliği baskılanması, enfeksiyon ve kusma ve ishalden kaynaklanan dehidrasyon gibi kemoterapiyle ilişkili sorunları tedavi etmek için hastaneye yatmayı gerektirebilir. Kemoterapi komplikasyonlarının veya yan etkilerinin riski ve ciddiyeti genellikle kullanılan ilaca bağlıdır.
Bacak tümörlerine sahip köpekler için kemoterapi önerilir, çünkü hayatta kalma süresi tek başına cerrahiye kıyasla önemli ölçüde iyileştirilmiştir. Kemoterapi genellikle dikişlerin alınmasıyla başlar (ameliyattan yaklaşık 10 ila 14 gün sonra). Ameliyat istenmiyorsa veya mümkün değilse palyasyon için analjezik ilaçlar ve radyasyon tedavisi kullanılabilir. Kemoterapi ameliyatı takiben endike olabilir, ancak aksiyal kemik tümörleri, hatta osteosarkoma için metastatik potansiyel, apendiküler iskeletteki aynı tümörden daha düşüktür. Kaburga, skapula ve pelvis osteosarkoma sahip köpekler için, yüksek metastatik hız ve apendiküler osteosarkoma benzer biyolojik davranış nedeniyle kemoterapi önerilir.